Cehennem hakkında Hristiyanlığın öğretisi ve görüşü nedir?
KATOLİK KİLİSESİ İLMİHALİ, 1033 - 1037, 1057 - Tanrı’yı isteyerek sevmeye karar vermemişsek, Onunla birleşemeyiz. Ona karşı, hemcinsimize karşı ve kendimize karşı ağır günahlar işleyerek onu sevemeyiz: “Sevmeyen, ölümde kalır. Kardeşinden nefret eden, katildir; hiçbir katilin de sonsuz yaşama sahip olmadığını bilirsiniz” (1 Yu 3, 15). Rabbimiz erkek ve kız kardeşlerimiz olan yoksul ve muhtaç kişilerin ciddi ihtiyaçlarını karşılamayı ihmal ettikçe Kendisinden ayrılacağımızı bize anlatmaya çalışıyor.(Bkz. Mt 25, 31-46) Pişman olmadan ve Tanrı’nın bağışlayıcı sevgisini kazanmadan ölmek bizzat kendi isteğimizle Ondan ebediyen ayrı kalmak anlamına gelir. Tanrı ve ermişlerin birliğinden kendini dışlama durumuna “cehennem” denir. İsa sık sık ömürleri boyunca inanmayı ve dine dönmeyi reddedenlerin ruhlarını ve bedenlerini yitirebilecekleri “tamu”nun “sönmeyen ateşi”nden(Bkz. Mt 5, 22, 13; 42. 50, Mk 9, 43-48) söz ediyor.(Bkz. Mt 10, 28) İsa ciddi ifadelerle “meleklerini göndereceğini ( ... ), meleklerin de kötülük yapan herkesi toplayıp kızgın fırına atacağını” bildiriyor (Mt 13, 41-42). “Ey lanetliler, uzaklaşın benden, ebedi ateşe yollanın!” diyerek hüküm giydirecektir (Mt 25, 41). Kilise’nin öğretisi cehennemi ve onun ebediliğini bildirmektedir. Ölümcül günah içinde ölenlerin ruhları öldükten sonra hemen Cehenneme giderler, orada ebedi ateşte cehennem azabı çekerler.(Bkz. DS 76, 409, 411, 801, 858, 1002, 1351, 1575, APF 12) Cehennemdeki en büyük azap, sırf onun için yaratılmış olduğu ve özlem duyduğu mutlu yaşama yalnızca Tanrı’da sahip olabilecekken, Tanrı’dan ebediyen ayrı kalmaktır. Cehennem konusundaki Kutsal Kitabın beyanı ve Kilise’nin öğretileri insanı kendi ebedi yazgısı konusunda özgürlüğünü kullanarak sorumluluk almaya davet eden bir çağrıdır. Aynı zamanda dine dönmesini isteyen acil bir çağrıdır da: “Dar kapıdan girin. Çünkü kişiyi yıkıma götüren yol geniş ve rahattır, bu yola girenler çoktur; ama Yaşama götüren yol da, kapı da dardır, bu yolu bulanlar azdır” (Mt 7, 13-14): Günü ve saati bilmediğimizden, yeryüzündeki biricik yaşamımız sona erdiğinde, Tanrı’nın buyruğu ile diş gıcırtılarının ve ağlayışların olduğu dışarıdaki karanlığa, ebedi ateşe atılan kötü ve tembel hizmetkârlar gibi olmamak ve Tanrı’nın kutluları arasında yer alarak Onunla birlikte düğüne katılabilmek için Rab’bin uyarısına kulak vererek çoğu kez uyanık kalalım.(LG 48) Tanrı hiç kimseyi Cehenneme gitmesi için yaratmadı;(Bkz. DS 397, 1567) Cehenneme gitmek için insanın isteyerek Tanrı’ya karşı gelmesi ve bunda sonuna kadar ısrar etmesi gerekir. Efkaristiya litürjisinde ve inanlıların günlük dualarında Kilise “hiç kimsenin mahvolmasını istemeyen ama herkesin tövbeye gelmesini isteyen” (2 Pet 3, 9) Tanrı’nın bağışlayıcılığını diler: Senin hizmetkârların ve bütün cemaatin olarak, sana sungumuzu sunuyoruz Ey Tanrım, teveccühünle bunu kabul et. Günlerimizi huzur içinde geçirmemizi sağla, bizi cehennemlik olmaktan kurtar ve bizi sevgili kullarından say.(MR, Roma Kilise Hukuku 88) Cehennemdeki en büyük azap, sırf onun için yaratılmış olduğu ve özlem duyduğu mutlu yaşama yalnızca Tanrı’da sahip olabilecekken, Tanrı’dan ebediyen ayrı kalmaktır. |
266 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |